
Gençlerle Başbaşa 5 Terbiyenin Ruh ve Karakter Üzerindeki Etkisi
Gençlerle Başbaşa 5
Karakterli adam, prensipli ve şahsiyet sahibi, düşünceli ve iradeli adam demektir.
Terbiyenin Ruh ve Karakter Üzerindeki Etkisi
Dünya’ya gelmiş hiçbir insan tıpatıp birbirinin aynısı değildir. Tek yumurta ikizleri bile birbirinden farklıdır. İnsanların boyları, ten rengi, göz rengi, yüz hatları gibi farklılıklar çoktur. ‘Her kişinin bu bedensel yapısı ve organik özellikleri onda belirli bir fizyolojik oluş meydana getiri ki buna mizaç denir.’
Karakter
Fransızca caractere kelimesinden dilimize yerleşmiş olan karakter kelimesi, ayırt edici özellik anlamına gelmektedir. Kişinin kendine özel yapısı, başkalarından ayıran temel özellik ve davranışları içerir. Felsefi bir deyişle kişinin kendine hâkim olmasını, kendisiyle uyum içinde bulunmasını ve tutarlı olmasını ifade eder. Hoca da kelimeyi açıklarken yukardaki minval üzerinde açıklamaktadır. Aynı zamanda ‘karakterli adam, prensipli ve şahsiyet sahibi, düşünceli ve iradeli adam demektir.’ Diyor. Bunun diğer yüzü olan karaktersi adamı tanımlarken şu ifadeleri kullanıyor: şahsiyetsiz, sözüne ve işine güvenilmez ve akıl ermez, düzensiz adam demektir. Ona göre terbiye ve ahlakın gayesi, ‘en kısa ifadesiyle karakterli ve sağlam seciyeli insan yaratmaktır’

Karakter Değişir mi?
Hoca da bunu soruyor. Kişinin karakteri değiştirilebilir mi? İnsanı kötü huylarından vazgeçirip onu müşfik bir insan haline getirebilir miyiz? Bu soruya birçok bilginin cevap aradığını ve fikir beyan ettiğini belirtiyor İki Grup oluşuyor ‘evet değişir’ diyenler ve ‘hayır değişmez’ diyenler.
Hayrı Diyenler
Bu gruptakiler terbiyenin karakter üzerinde etkisiz olduğunu, korkak birini cesur, tembeli çalışkan, zayıf iradeli kimseyi azimli biri yapamazsınız, derler. Bir kibirliyi, hırsızı, dalkavuğu, yalancıyı, zorbayı kötü huylarından vazgeçiremezsiniz. Din ve terbiye sistemi bunun üzerinde çok çalışmasına rağmen başarılı olamamıştır. Terbiye sadece bu kötü huyları örter. Akrep sokar, kurt parçalar. Kısaca terbiye cam üzerindeki boya gibidir içe işlemez diyorlar. Bu akımın son büyük temsilcileri Schopenhaver, Kant, Stuart Mil, Spencer ve Gustav e Bon gibi düşünürlerdir.
Evet Diyenler
Bu gruptakiler ise insan iyi ve kötü huyların sonradan kazanıldığını ve aldığımız terbiyeye göre farklılık arz etmiştir. Kazanılan ruhsal yapı zamanla değişebilir. Çünkü insanın serbest bir iradeye sahipti ve bun idare edebilir. Öyle olmasaydı insanlık terbiye ahlakın karakter üzerindeki dönüştürücülüğünün üzerinde bu kadar durmazdı. Halen kötü huylar varsa bunun metotlarının gerektiği gibi tam uygulanamamasındandır. J.J.Rousseau, Emile ve Toplumsal Sözleşme’sinde bu konu üzerinde durmaktadır.

Huy, Spor, Müzik
Spor ve huy, kısmında, sporun ruh ve karakter üzerinde etkin bir ruhsal terbiye yöntemi olduğunu ifade ediyor. Ama sporun sırf ders ve not için olmaması gerektiğini vurguluyor. Ölçüyü aşan sporun hem fiziksel hem de ruhsal sağlık için zararlı olduğunu söylüyor.
Karakter terbiyesi konusunda ünlü Atinalılarca, gençlerin eğitimi, jimnastik, dil, müzik güzel konuşma olarak üçe ayrılmıştı. Bir Atinalı için, iyi terbiye almış olmak demek, iyi bir jimnastik ve müzik bilgisi yanında kendi dilinin inceliklerini öğrenmiş olmak demektir.
Dikkat!
Genç okuyucum! Alışkanlıklara doğru atacağın ilk adıma özellikle çok dikkat et. İyice düşün ve iradene sahip ol; kötülük yolunun çamuruna basmamaya çalış. Ta ki sonra ayağını yıkamak zahmetine katlanmaya mecbur olmayasın. Kumar masasında, meyhane köşelerinde, kahve ve sedirlerde ömür geçiren nice mutsuz görürsün ki, bunlar hep ilk adımın kurbanıdırlar.
***Bundan sonraki yazıda ‘Başarı ve verimli Çalışma’ kısmı irdelenecektir.
Kaynak: Ali Fuad Başgil, Gençlerle Başbaşa, Yağmur Yayınları