Televizyon Çocukları Daha mı Akıllı veya Daha Aptal mı Yapar?
Televizyona bazıları “salak kutu” diyor.
İnsanlar televizyon izlemenin kişileri aptallaştırdığını söylüyor, peki ama doğru mu?
Bir dahiyi alıp onu aptal kutu veya salak kutu diye nitelenen televizyonun önüne koysan, günün sonunda bu kişi daha az akıllı olur mu?
Ya da tüm çocukluğunu tek bir saniye televizyon izlemeden geçirirse: Zekası nasıl etkilenir?
Tahmin edebileceğiniz gibi, bunların hepsi kimin izlediğine, ne izlediklerine ve ne kadar izlediklerine bağlı.
Kuşkusuz, televizyonun yalanlarla, yarı gerçeklerle, propagandayla, klişeyle, kalıplaşmış şeylerle ve yanlış bilgi ile dolu olduğunu ve insanların kendileri için düşünme yeteneğini nasıl engelleyebileceğini gösteren kesin olmayan kanıtlara hepimiz duymuşuzdur. Televizyonun insanların görüşlerini (ve ahlaki düşüncelerini) nasıl manipüle ettiği ve onları tüketiciliğe (ve borca) daha yatkın hale getirme örneklerini bulmak kolaydır.
Peki bilim adamları bu konuda ne söylüyor?
Araştırmacılar, bu soruyu, televizyonun evde popüler bir armatür haline geldiği 1940’ların sonlarından bu yana, uzun zamandan beri özenle inceliyorlar. Televizyonların istihbarat üzerindeki etkilerini tespit etmek için birçok çalışma yapılmıştır, ancak çalışmaların çoğu küçük çocuklar üzerinde odaklanmaktadır ve sonuçlar her zaman kesin değildir.
Yaşamın ilk iki yılı bir çocuğun beyin gelişimi için kritik öneme sahiptir; Bu, bir çocuğun motorlu, dilli ve sosyal becerilerini, boşta oturarak ve pasif olarak izleyerek değil, oynayarak ve etkileşerek öğrendiği bir zamandır. Çocuk doktorlarına ve Amerikan Pediatri Akademisi’ne göre , TV, 2 yaş ve altındaki çocuklar için hiçbir eğitimsel fayda sağlamaz ve aslında zararlı olabilir. Bu yaştaki çocuklar için, TV aslında gelişimi erteleyebilir, çünkü çocuğun başka aktiviteler için harcadığı zamanı, aslında öğrenmelerine yardımcı olur. Çevresiyle etkileşime girmek, başkalarıyla oynamak ve aktif katılım, çocukların yapması gereken şeylerdir ancak çocuk televizyonun önüne park edildiğinde bunların hiç birisini yapamamaktadır.
Ohio State University’deki 2013 araştırması , televizyonun sürekli tutulduğu evlerde yaşayan (hatta yatak odalarında televizyon bile bulunan) okul öncesi çocuklarının “Zihin Kuramı” (ZK) adı verilen bir şey geliştirmekte zorluk çektiğini göstermektedir. Başka bir deyişle, bu çocuklar diğer insanları anlama ve başkalarının bakış açılarını kendilerinden ayırt etme yeteneklerini kullanma konusunda aynı fırsata sahip değiller.
Araştırmalar, Susam Sokağı gibi yüksek kaliteli şovların çocukların bilişsel yeteneklerini geliştirebileceğini göstermiştir. Çalışma sonrası çalışma, günde bir saat boyunca bir eğitim programı izleyen 3 ila 5 yaş arası çocukların sayıları, şekilleri ve harfleri bilmeyenlerden daha iyi tanıyabildiğini göstermiştir. Araştırmaya katılan 500 çocuk daha sonra gençler olarak temasa geçtiğinde, araştırmacılar okul öncesi eğitim programlarını izleyenlerin daha iyi notlar aldığını, başarıya daha fazla değer verdiğini, daha fazla kitap okuduğunu ve sahip olmadıklarından daha yaratıcı olduklarını buldular.
Sonuç olarak televizyon için kesin zararlıdır veya kesin faydalıdır demek zordur. Eğitici programlar izlenir ve izletilirse, seçici davranılırsa okul çağındaki çocuklara faydalı olacağı kesindir.
