Gençlerle Başbaşa 3
Başarılı Olma Yolundaki Tehlike ve Düşmanlar devam…
Arkadaşın kötüsü bir gencin başına gelebilecek kötülüklerin en kötüsüdür.
Hoca, tembellikten sonraki düşmanı kötü arkadaş olarak ifade ediyor. Dilimizde de arkadaşlıkla ilgili epey atasözü var.
Bizler de birkaç sözü yazıp kitaba geçelim:
- Bana dostunu söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.
- İyilerle dost ol, kötülerden emin ol.
- Karga ile dost olanın yeri çöplüktür.
- Her yüzüne güleni dost sanma.
- Dost dostun eyerlenmiş atıdır.
Çocukluk dönmenin sonuna doğru çocukların akranlarından çok daha fazla etkilendikleri ve onların yörüngesine geçtikleri bilinir. Hoca da başarı yolunun ikinci düşmanını olarak kötü arkadaş olarak ifade ediyor.
En Kötüsü Kötü Arkadaştır
Ona göre kötü arkadaş bir gencin başına gelecek kötülüklerin en kötüsüdür. Kötü arkadaş da bütün kötülükler gibi sinsi ve maskelidir. Kötü arkadaşın dost maskesi takındığını ve yardım ediyor gidi göründüğünü ifade diyor. Kötü arkadaşın tembellikten daha etkin olduğunu ve genci kendisine tembellikten daha çabuk bağlayabildiğini belirtiyor.
Kötü arkadaşın korkulacak bir felsefesi vardır deyip, kötü arkadaşın genel anlayışını ve neler söylediğini şöyle açıklıyor:
– Gençliğini yaşa kardeşim, bu gençlik her zaman ele geçmez. Sana öğüt verenler vaktiyle günlerini yaşayıp da senin güzel gençliğini kıskananlardır, aldırma, eğlenmene bak. Daha neler demezler ki…..
Dikkat! Seni Bulunduğu Çukura Çeker
Kötü arkadaşın genci kendisine benzetmek için elinden geleni yapacak ve olduğu çamura genci de çekmeye çalışacaktır.
Peki, kötü arkadaşa yakalanmamak için neler yapılabilir. Hoca burada arkadaş seçerken dikkat edilecek hususları da veriyor. Arkadaş olunacak kişide aranacak şartları; çalışkanlık, dürüstlük ve iyilikseverlik olması gerektiğini ifade diyor. Bu huylara sahip birisinin diğer bütün iyi huylara sahiptir. Bu şartlara sahip olmayan kimselerle arkadaşa olunmaması gerektiğini ekliyor.
Başarı Yolunun Üçüncü Düşmanı Kötü Örnekler
Hocanın bahsedeceği bu üçüncü düşman günümüzde en çok görünür olanıdır kanımca. Hangi yöne, hangi televizyona bakarsanız, başınızı nereye çevirirseniz bu kötü örneklerle karşılaşıyorsunuz. Adeta her tarafımızı sarmış sarmaşıklar gibiler. Kötü arkadaş gibi de cezbediciler. Biz burada sözü hocaya bırakalım. Bakalım Kötü örneklerden kastı nelermiş:
İnsan Kılığındaki Hayvanlar Ve Parazitler
Bunlar –kötü örnekler- takıp takıştırmakla, kiminin ayağına çelme takmak, kiminin gözüne kül atmakla servete; mevki ve şöhrete kavuşmuş. Becerilerinin ve hak ettiklerinin üstündeki yerlere oturmuş; insan kılığındaki hayvanlar ve parazitlerdirler.
Yukarıda anlattığı kişilerin her zamanda olduğunu fakat sayılarının gittikçe arttığını ifade ediyor. Bu tip şahıslar, insanların saflığından ve temiz yürekliliğinden faydalanıp keselerini doldururlar. Sabırla emek vererek çalışıp kazanmanın mutluluğunu bilmeyen talihsizlerdir bunlar.
Ben Merkezcilik
Bu kötülerin de felsefesi vardır ve adına da ’ego centrisme’-benmerkezcilik- denir. Kendilerini her şeyin üstünde görme ve başarı için her türlü şey yapabilirler. Herhangi bir ahlaki kural veya kaide taşımazlar. Namuslularla alay eder ve onları aldatarak iş görüler. Ama maalesef bu tip insanlar toplumda çok görünürler ve gençler onlara gıpta ile bakar. Yaptıkları işte başarılı olmuş görünür, makam ve mevki sahibidirler, hem de toplumda saygı da duyulur. Bunlara başarılı demek, yakalanmadığı için hırsızlara, gaspçılara ve katillere başarılı demek gibidir.
Gençlerin başarılı olma yolunda karşılaşacakları düşmanlara ek olarak, kötü hoca ve kötü kitapları da ekleyen Başgil, bu kötülüklerle uğraşmanın memleketin eğitim hizmetleri başında olanların görevi olduğunu ifade ediyor. Bugünlerde yaşasaydı eminim ki bunun için de bir şey yazmak zorunda hissedecekti kendisini. Eğitim hizmetinin başında olanların gençlerin daha iyi bir gelecek kurmaları için düşünecek zamanları veya öyle bir dertleri yok çünkü.
Son olarak başarılı olma yolundaki bu düşmanlarla baş etmek için iki kuvvetli silah var: İradeli olmak ve çalışmak diyor.
Sonraki yazımızda ‘başarılı Olmanın Şartlarını’ irdeleyeceğiz.
Kaynak: Ali Fuad Başgil, Gençlerle Başbaşa, Yağmur Yayınları
