Bir Kitap –Fahrenheit 451-
Bir Kitap –Fahrenheit 451-
Yakmak bir zevkti.
Bazı şeylerin yitmesini, kararmasını ve değişmesini görmek özel bir zevk veriyordu.
Bu şekilde başlıyor kitap. Yakılan şeyler kitaplardı ve kitap yakmayı iş edinen itfaiyecilerden yola çıkarak kurguluyor kitabı Ray Bradbury.
Yazar, medyanın insanları nasıl da duyarsızlaştırabileceğini ve otoriter sistemlerin halkın düşünmemesi için neler yapabileceğini gözler önüne seriyor. Bu kitap belki de bir yönetim eleştirisi de değil, halk eleştirisidir. Halkın kitaplardan yüz çevirip de televizyona, eğlenceye, aktüaliteye gönül vermesini eleştiriyor kanımca. Kitapları yakan, geçmişle gelecek arasındaki köprüyü yıkanlar, itfaiyeciler ve onlara alkış tutanlar halkın çocukları. İnsanlar dahi yakılırken ses etmeyenler, hatta ‘hak etmişlerdir’ diyerek -çekirdek eşliğinde seyredenler de- aynı halk. Bir taraftan da yönetimin dayattıklarına boyun eğmeyen, vadettiği mutluluğu reddeden insanlar var. Kitaplar yakılırsa insanlığın ortak haznesinin nasıl yok olacağını bildikleri için kitap insan oluyorlar, ezberliyorlar kitapları. Ölümü göze alıyor ve kitapları koruyorlar. Belki de korudukları insan onuru, evrensel değerlerdir. Kitapla hayat bulacak olan insanın değeridir, korudukları. Yoksa ne kıymeti var kâğıt parçalarının. Diğer taraftan medyanın zehirlediği, kin ve nefretle doldurduğu, korkuttuğu, hissizleştirdiği sürüler…
Kitap, 238 sayfalık, bazı kısımlar –belki de- bilinçli bir şekilde müphem bırakılmış ki okuyucu tamamlasın veya çeviri ile ilgili bir problem var. Çabuk bitecek bitince de filmini merak edip izleyeceğiniz bir kitap.
Yazar 66 yıl öncesinden sesleniyor, ‘’Bilmiyorum. Mutlu olmak için ihtiyacımız olan her şeye sahibiz, ama mutlu değiliz. Eksik bir şey var. Çevreme bakıyorum. Kaybolduğunu kesinlikle bildiğim tek şey, son on ya da on iki yıldır yakmakta olduğum kitaplar. Bu nedenle kitapların yardımcı olabileceğini düşündüm.’’
Kitaptan Alıntılar
Çünkü eğer dünya kitap okumayanlarla, öğrenmeyenlerle, bilgisizlerle dolmaya başlarsa, kitapları yakmak zorunda kalmazsınız, değil mi? Eğer dünyanın geniş ekranı basketbolla ve futbolla dolar ve MTV içinde boğulursa, gazyağını ateşlemek veya okuyucu avlamak için Beatty’lere gerek kalmaz.(sf16)
……
‘’Yaktığın kitapları hiç okuduğun olur mu’’
Montag güldü: ‘’Bu yasaya aykırıdır.’’
…….
Kitaplar bize ne tür eşekler ve aptallar olduğumuzu hatırlatmak içindir. Kitaplar, tören alayı büyük bir gürültü içinde caddede ilerlerken, Sezar’ın kulağına ‘Unutma Sezar, sen de ölümlüsün” diyen pretoryen muhafızlarıdır.(sf131)
‘’Kitaplarda bir şeyler olmalıydı, hayal edemeyeceğimiz şeyler, kadının yanan evde kalmasını sağlayacak bir şeyler; orada bir şeyler olmalı. Bir hiç için kalamazsın.’’ (Sf 85)
….
Huzur, Montag. Onlara yarışmalar düzenle, en popüler şarkıların sözlerini, devletlerin başkentlerini veya Iowa’da geçen yıl ne kadar mısır yetiştirildiğini bilerek kazansınlar. Onları patlamalarına neden olmayacak bilgilerle doldur, öyle lanet olası “olaylarla” tıka basa yap ki, kendilerini bilgileriyle gerçekten “zeki” hissetsinler. Sonra düşündüklerini hissedecekler, hiç kımıldamadan hareket ettikleri hissine kapılacaklar ve mutlu olacaklar, çünkü bu tür olaylar değişmezler. (sf. 99)
‘’Yıllardan beri ilk defa yaşadığımı hissediyorum,’’ dedi Faber. Bir ömür önce yapmam gereken şeyi yapmakta olduğumu hissediyorum. Kısa bir süredir korkmuyorum, belki de bunun nedeni sonunda doğru şeyi yapmakta olduğumdur. (sf 194)
Fehmi Büyükkol